Present tense
e, i | ö, ü | a, ı | o, u | ||
---|---|---|---|---|---|
Ben | -(i)yorum | -(ü)yorum | -(ı)yorum | -(u)yorum | -yorum |
Sen | -(i)yorsun | -(ü)yorsun | -(ı)yorsun | -(u)yorsun | -yorsun |
O | -(i)yor | -(ü)yor | -(ı)yor | -(u)yor | -yor |
Biz | -(i)yoruz | -(ü)yoruz | -(ı)yoruz | -(u)yoruz | -yoruz |
Siz | -(i)yorsunuz | -(ü)yorsunuz | -(ı)yorsunuz | -(u)yorsunuz | -yorsunuz |
Onlar | -(i)yorlar | -(ü)yorlar | -(ı)yorlar | -(u)yorlar | -yorlar |
sevmek "to love" | bölmek "to allot" | yapmak "to do" | korkmak "to fear" | okumak "to read" | |
Ben | seviyorum "I love" | bölüyorum | yapıyorum | korkuyorum | okuyorum |
Sen | seviyorsun "You love" | bölüyorsun | yapıyorsun | korkuyorsun | okuyorsun |
O | seviyor "[S]he loves" | bölüyor | yapıyor | korkuyor | okuyor |
Biz | seviyoruz "We love" | bölüyoruz | yapıyoruz | korkuyoruz | okuyoruz |
Siz | seviyorsunuz "You love" | bölüyorsunuz | yapıyorsunuz | korkuyorsunuz | okuyorsunuz |
Onlar | seviyorlar "They love" | bölüyorlar | yapıyorlar | korkuyorlar | okuyorlar |
bilmek "to know" | gülmek "to laugh" | alınmak "to fall" | duymak "to hear" | uyumak "to sleep" | |
Ben | biliyorum | gülüyorum | alınıyorum | duyuyorum | uyuyorum |
Sen | biliyorsun | gülüyorsun | alınıyorsun | duyuyorsun | uyuyorsun |
O | biliyor | gülüyor | alınıyor | duyuyor | uyuyor |
Biz | biliyoruz | gülüyoruz | alınıyoruz | duyuyoruz | uyuyoruz |
Siz | biliyorsunuz | gülüyorsunuz | alınıyorsunuz | duyuyorsunuz | uyuyorsunuz |
Onlar | biliyorlar | gülüyorlar | alınıyorlar | duyuyorlar | uyuyorlar |
Irregular Verbs in Present Tense
gitmek "to go" | oynamak "to play" | |
---|---|---|
Ben | gidiyorum | oynuyorum |
Sen | gidiyorsun | oynuyorsun |
O | gidiyor | oynuyor |
Biz | gidiyoruz | oynuyoruz |
Siz | gidiyorsunuz | oynuyorsunuz |
Onlar | gidiyorlar | oynuyorlar |
- When we add suffixes begin with a vowel to the verbs etmek, gitmek, gütmek, the /t/ sound becomes /d/: eder, gider, güder, ediyor, gidiyor, güdüyor, etc.
- If a verb stem ends with /a/ or /e/ then there will be a vowel fracture, so these vowels change into /ı/, /i/, /u/, /ü/ according to the vowel harmony rules: anlıyor (< anla-), oynuyor (< oyna-), uzuyor (< uza-), özlüyor (< özle-), bilmiyor (bilme-), etc.
There are two present tenses, continuous and simple, which are used similar as in English.
Present continuous (its usage resembles the English "-ing" tense)
It describes an action which is going on at the moment of speaking.
almak (to take, to buy)
alıyorum (I take, buy)
alıyorsun (you take, buy)
alıyor (he, she, it takes, buys)
alıyoruz (we take, buy)
alıyorsunuz (you take, buy)
alıyorlar (they take, buy)
Bunu alıyorum. (I take this. or I buy this.)
anlamak (to understand), anlıyorum (I understand), anlıyorsun (you understand), etc.
bulmak (to find), buluyorum (I find), buluyorsun (you find), etc.
vermek (to give), veriyorum (I give), veriyorsun (you give), etc.
gitmek (to go), gidiyorum (I go), gidiyorsun (you go), etc.
gelmek (to come,)geliyorum(I come), geliyorsun (you come), etc.
göndermek (to send): gönderiyorum, gönderiyorsun, etc.
söz vermek (to promise): söz veriyorum, söz veriyorsun, etc.
Colloquial Language
In spoken language the suffix -(I)yor is often shortened. So, the verbal conjugation changes:
e, i | ö, ü | a, ı | o, u | ||
---|---|---|---|---|---|
Ben | -(i)yom | -(ü)yom | -(ı)yom | -(u)yom | -yom |
Sen | -(i)yon | -(ü)yon | -(ı)yon | -(u)yon | -yon |
O | -(i)yo | -(ü)yo | -(ı)yo | -(u)yo | -yo |
Biz | -(i)yoz | -(ü)yoz | -(ı)yoz | -(u)yoz | -yoz |
Siz | -(i)yonuz | -(ü)yonuz | -(ı)yonuz | -(u)yonuz | -yonuz |
Onlar | -(i)yolar | -(ü)yolar | -(ı)yolar | -(u)yolar | -yolar |
sevmek "to love" | bölmek "to allot" | yapmak "to do" | korkmak "to fear" | okumak "to read" | |
Ben | seviyom "I love" | bölüyom | yapıyom | korkuyom | okuyom |
Sen | seviyon "You love" | bölüyon | yapıyon | korkuyon | okuyon |
O | seviyo "[S]he loves" | bölüyo | yapıyo | korkuyo | okuyo |
Biz | seviyoz "We love" | bölüyoz | yapıyoz | korkuyoz | okuyoz |
Siz | seviyonuz "You love" | bölüyonuz | yapıyonuz | korkuyonuz | okuyonuz |
Onlar | seviyolar "They love" | bölüyolar | yapıyolar | korkuyolar | okuyolar |
bilmek "to know" | gülmek "to laugh" | alınmak "to fall" | duymak "to hear" | uyumak "to sleep" | |
Ben | biliyom | gülüyom | alınıyom | duyuyom | uyuyom |
Sen | biliyon | gülüyon | alınıyon | duyuyon | uyuyon |
O | biliyo | gülüyo | alınıyo | duyuyo | uyuyo |
Biz | biliyoz | gülüyoz | alınıyoz | duyuyoz | uyuyoz |
Siz | biliyonuz | gülüyonuz | alınıyonuz | duyuyonuz | uyuyonuz |
Onlar | biliyolar | gülüyolar | alınıyolar | duyuyolar | uyuyolar |
Some people don't write 'y' of the suffix in their chat/sms messages: ne dion? (< ne diyorsun?), anlamıom (< anlamıyorum). etc.
Some people use a dialectal suffix -k for the plural 1st person: bilmiyok (< bilmiyoruz), görüyok (< görüyoruz), etc.